Dünya internet teknolojisi devrimi ile aslında bilgi değil, bilinçli bir cehalet çağına geçti. Daha öncesinde bilinçsizlik ve imkanların kısıtlılığından kaynaklı bir cehalet varken, artık internete sahipken bilinçli büyük bir cehalet söz konusu.
Türkiye'de ise bu cehalet başka bir seviyeye varmış durumda. Çünkü Türkiye dünyada dmeokrasi ile yönetilip insanların ezberciliğe ve sorgulamamaya zorlandığı tek ülke muhtemelen.
Toplamda konuşma dilinde ortalama 250 kelime kullanarak hayatınını sürdüren bir toplumuz. Gündelik konuşma kelimeleri dışında isim ve fiiller dışında kavramsal kelime olarak nerdeyse insanlar hiç bir şey bilmiyor veya eksik ve yanlış biliyoruz.
Bunun sonucundada doğru ve mantıklı şekilde düşünemiyor ve analiz yapıp doğru bulamıyoruz. Sokak röportajlarında gördüğünüz üzere bazı insanlar eğitimli olmasına rağmen son derece cahil ve tutarsız ve gerçeklerden uzaklar.
Örneğin "açılım" kelimesi bir kavram yani bir soyut ifade ve düşünceleri geniş bir anlamda anlatmayı ve anlamayı ifade eder.. Ama Youtube'da aldığı ürünü tanıtmak için video çeken bazı insanlar sırf havalı değil diye "açılış" yerine "açılım" diyebiliyorlar. "Kürt açılımı" ile "kutu açılımı" aynı kelimelerle ifade edilmeye çalışılıyor.
Bir başka örnek olarak, askerin siyasete müdehalesinin ve askeri yönetimi doğru bulan ideoloji olan militarizme biz "askeri vesayet" diyerek yumuşatmışız ve manipüle etmişiz adeta ve normalleştirmişzi veya başka bir düzleme koymuşuz. Oysa askerin siyasete dahil olduğu tüm eylemlere militarizm demek gerekir.
Bunun dışında mesela ülkemizdeki, kadın cinayetleri hakkında konuşup, erkeklerin kadınları istedikleri kalıba sokmaya ve istedikleri gibi yaşatmaya zorlamasını ve bunu yapamayınca da kadınları öldürmesini bir kavramla bile ifade edemiyor koskoca aydınlarımız siyasilerimiz ve halkımız.. Kadın cinayetini konuşup erkeklerin bu zorbalığına ve şiddetine "eril faşizm" dememek çok acı ve daha doğrusu %90'ımızın eril kelimesinin ve eril faşizm kavramlarını bilmiyor oluşumuz çok vahim
Bunlar çoğaltılabilir. Temel siyasi ideolojilerin anlamını bile; kapitalizmin veya liberalizmin anlamını da bilmeyen insanlarız.
Kana kırmızı rengini veren maddenin ismini bilmediği halde sorulduğunda sırf uyanıklık ve bir fikri olması için "vişne" diye cevap veren bir toplumuz.
En kötü yanı da bu. Bilmediğimiz şeyi manipüle etme isteğimiz. Suyu bulandırarak kendi cehaletini aptallığını görünmez hale getirme çabası. Bu öyle bir hala varmış ki artık sadece bilmediklerimizi değil yaptığımız haksızlıkları ve suçları da manipüle etmeye çalışıyor ve bundan kaba saba bir haz da duyuyoruz.
Bunu çok az kitap okumak veya hiç okumamakla açıklayan bir aydın görüşü var ama yanlış.
Bunun kitap okumamakla da alakası yok. Kavramsal kültür de genel kültürün içindedir ve bu kitap okumadan merak ederek araştırarak da elde edilebilir.
Sonuç olarak, ülkemiz de sadece isim ve fiillerle konuşan ve kavramsal kelimeleri konuşmadan insanlarla tartışan bir toplumuz.
Bu yüzden kadın cinayetleri hakkında da siyasiler bir şey yapmıyor çünkü bu olayın arkasındaki ana nedenleri kavramsal düzeyde adlandıran bir tutum yok ne halkta ne aydınlar da ne de siyasilerde.
En çok kullandığımız kavram da manipülasyon çünkü onu en çok yapıyoruz.
Mesela en son bir youtuber'ın agnostisizm üzerinden yarattığı bir tartışma da bile gençler kavramsal olarak felsefi anlamda bir şeyler öğrenmek yerine, işi felsefeden çıkarıp takım taraftarlığına ve holiganizme çevirdiler ve bu yüzden düşünsel olarak gelişemediler.
0 تعليقات