{ads}

10/recent/ticker-posts

Ad Code

Diğer Projelerimiz

"Aslolan Yaşamdır" Felsefesi Toplumların Tek Gerçeğidir.


Bu aralar çok fazla tanrı, varlık ve din konuşuyor ve tartışıyoruz. Ülkede süren
22 yıllık aralıksız iktidarı muhafazakar iktidarın da politkaları bu tartışmanın boyutunu etkiliyor. Özellikle inançsız kesimden bağımsız şekilde sosyal medya üzerinden büyük bir tartışma atağı var inançlı kesime karşı. Buna siyasi muhafazakar kesimden de karşı yanıtlar olunca ortalık iyice karıştı giderek. Ve toparlamakta zorluk çekiyoruz.

Maalesef her iki tarafta çok fazla saldırgan dile sahip ve tartışma siyah-beyaz olma arasında gidip geliyor ve renkli ve topluma faydalı bir tartışma da olmuyor. Birbirini linçleyen ve yok etmeyen isteyenlerin körüklediği büyük bir kaos ortamı var ve bundan en çok çocuk ve gençler etkileniyor.

Oysa gerçekte bireysel olarak bazılarımız bu inanç felesefe alanlarında dünyada belirli anlam arayışları olan insanlar olsak da, bazılarımız bu konulara da hiç girmeden sadece hayatını yaşayıp sonlandırmak istiyor ölüm anı gelince.

Burda kaçırdığımız şey ise, bizlerin birer sosyal canlılar olduğumuz ve beraber yaşayarak ortak bir yaşam hukukunu paylaştığımız gerçeği ve bu gerçeğin üstünde de hiç bir kutsal şeyin olmayacağıdır.

Yani birilerinin inançlılığı da inançsızlığı da kutsalları da kutsazsızlığı da "önce insan" dememize engel değil ve hiç biri birey olarak bir insanın sahip olduğu bu dünya hayatından daha üstün değil.

Unutuyoruz ama hangi görüşten olursak olalım, bizler her birimiz eşsiz ve paha biçilemez birer hayata sahibiz ve ister inançlı da ya da inançsız da olsun başkaları bu hayatımıza kast etmediği sürece; bizden çalmadığı, bize zorbalık yapmadığı, baskı yapmadığı sürece neye nasıl inanıp neyi kutsal saydığı bizi ilgilendirmemeli.  Bizler sosyal hayatımızı daha nasıl barışcıl, kaliteli, huzurlu ve sürdürülebilir yapabiliriz  diye bakıp buna odaklanmalıyız.

Çünkü hiç birimiz "tanrı" değiliz veya onun elçisi de yani peygamber de değiliz ve bu tür iddiaları olanı da meczup olarak görmeliyiz.

Sonuç olarak, hayata ve insana burdan bakınca, yaşadığımız bu ortak sosyal hayatta Yaşar Kemal'in dediği gibi "aslonan yaşamdır" demek zorundayz. Yani topluma ve insanlara bakınca inanç, din, cinsiyet, ırk değil sadece dünya hayatına dair ortak temel değerleri ve bu dünya hayatının temel iyilik ve güzelliklerini görmeliyiz. Bu değerler her şey olabilir dünya hayatına dair, örneğin çevreyi korumak da az tüketmekte yardımseverlik de hoşgörü de.

Bizlerin, insanlara ve doğaya ve hayvanlara en zararı verdirecek her yaşam şekli bizim için ileri olan olmalıdır. Gereksiz savaş çıkaran siyasilere, zenginlik ve güç uğruna her şeyi yapanlara karşı çıkmayıp,  ateistlere veya dindarlara veya veganlara, eşcinsellere ve aktivistlere kızarsak bu bizi daha medeni veya insanlar değil ancak daha ilkel ve vahşi bir toplum yapar.

Bizler, insanların sosyal hayatta başkalarının, yani doğanın hayvanların ve insanların hayatına nasıl katkı yaptığını birinci konumuz yapmak ve ona göre yaşamak zorundayız.

Özgürlük, demokrasi ve laiklik bu yüzden her şeyin üstündedi ve aslolan ideolijiler değil yaşamdır yani insandır.

"Bir akvaryumu yazmak, akvaryumda yaşamaktan kolaydır; bu yüzden her dize biraz eksik, her şiir biraz yalandır... Aslolan hayattır..." Yılmaz Odabaşı

 

 



Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorumlar