{ads}

10/recent/ticker-posts

Ad Code

Diğer Projelerimiz

Bir Sığırla Hiç Kuramadığı Empatiyi Binlerce Kat Bir İtle Kurabilen İtperesttir

 

Ülkemiz aşırılıklar ve azlıklar ülkesi, eskiler buna ifrat ve tefrit derler ve bütün sorunların da bundan kaynaklı olduğu söylenir. Yani ya siyah ya beyaz başka renkler yok. Bir şey ya abartı düzeyinde ya da hiç umursanmıyor.

Bunu en son ve belkide toplumun genel ruh sağlığı niteliğini de ölçen bir şey olarak köpek sorununda verilen tepkilerden görüyoruz. Maalesef toplumun en sağlıklı sanılan eğitimli aydın kesimi ruh hastası düzeyindeler.

Kendini aydın, modern, vicdanlı, duyarlı, sorumlu sanan ve hayvansever olduğunu iddia eden bir azınlık saldırgan bir şekilde bu sorunun hayvanların sokaklarda kalarak daha çok ölüme sbep olmasını da umursamayarak çözülebileceğine inanıyor ve bunu dayatıyorlar.

İçlerden sanatçı gazeteci sosyal medyacı bazı önderleri de var ve bunlar itlaf veya barınak çözümünün bir zalimlik olarak sunuyorlar topluma. Ve hergün biri çıkıp abuk abuk konuşuyorlar.


Endüstiryel hayvancılıka her yıl milyonlarca hayvan  boyutları kadar alanda hapis hücre hayatı ile zorla tıka basa yedirilip ışık, koku, pislik işkencesiyle büyütülüp acımasızca katır kutur kesilirken tek dertleri iğne ile öldürülecek köpekler? Neden? Çünkü henüz köpek yemiyorlar.


İkisi de hayvan ikisi de sinir sistemine sahip ve ikisi de  acıyı aynı hissediyor ikisinin de duyguları var. Sığır veya köpek fark etmiyor. İkisi de birbirine yakın duyarlılıkta olan canlılar.

Peki neden köpek için bu kadar duyarlıyken sığır veya tavuk veya tavşan ördek kaz kuş maymun  için aynı duyarlılıkları yok.

Neden bu insanlar hayvanat bahçeleri ve kafesli üretim çftlikleri içinde toplanmıyorlar mesele? 

Demekki kendilerine hzimet eden canlılara empati kuruyorlar, köpekler güvenlik olabiliyor sahibi için veya bir insan yoksa hayatında yakın dost oalbiliyor çünkü köpekleri yemiyorlar ve başka özelliklerinden istifa edeceklerini biliyor bu ruh hastası kesim.

 

 


إرسال تعليق

0 تعليقات

Yorumlar