Türkiye hep söylendiği gibi aşırılıkların ülkesi oluyor, sağduyu ve denge arayan çok az insan var. Her ideolojiden her kesim baskınca ve ezerek haklı ve hakim olma çabası içinde.
Bunu en açık şekilde son dönemde laikler ve şeriatçılar arasında veya öncesinde sağ veya sol ideolojiler arasında görüyoruz. Oysa sene 2024 olmuşken ve daha hoşgörülü, anlayılşı, saygılı ve gelişmiş bir düşüncü ve demokrasi kültürü inşaa etmiş olabilirdik, ama her 10 yılda yapılan bir darbelerle demokrasi ve hukuk yok edildiği için maaslesef ülkemiz her ideolojiden çok fazla radikal ve faşisti siyasetin ve entellektüel kültürün içinde en tepede barındırıyor ve bunlar toplumun sözcüsü gibi gözüküyorlar. O zaman da akılla şu soru geliyor; "acaba bu ülkede ne zaman gelişmiş bir demokrasi kültürü ve nitelikli bir toplum oluşacak?"
Ak Parti iktidarı çeyrek yüzyıla yaklaştı ve muhafazakarların kendilerini militarizmden ve elitist laiklerin devirip yargılamasından koruma çabası sonucunda yaptıkları baskılarla ortada ne hukuk ne özgürlükler ne de demokrasi kaldı ve siyasette 80 ve 90'lardan da daha geride ve vahim bir durum var ve buna halk nezdinde inanç olarak dindar olmayan müslüman olanlardan veya hiç inanmayan kesimden büyük bir tepki var. Bu tepkilerde artık sosyal medya fenomenlerinde hayat bulur hale geldi ve tartışmalar ve kavgalar siyasi partiler yerine artık sosyal meyda ve bu kişiler arasında cerayan ediyor. Çünkü muhalefet partilerinin çoğu oy kaybetmemek için laiklik ve demokrasi, özgürlükler konusuna çok girmek istemiyorlar; çünkü ikna edip oyunu almaya çalıştıkları kesim bunları hiç önemsemiyor.
Bunun sonucunda ortaya ciddi bir laiklik, demokrasi, liyakat ve özgürlükler sorunu da ortaya çıktı tarihimizde hiç olmadığı kadar ve artık ortada partiler üzerinden değil, tamamen sosyal medyadaki kişiler üzerinde yürütülen ideolojik bir savaş var. İktidar ve muhalefet adına da savaşan taraflar da cumhuriyetçiler ve muhafazakarlar değil, ateistler ve şeriatçılar şeklinde yürütülüyor bu savaş.
Sosyal medyada yürütülen bu savaşta muhalefet adına da giderek tamamen inançsızlar öne çıkıyor. Ak Parti'nin baskıcı muhafazakar yönetimine karşı en çok ses bağımsız müslüman laiklerden değil, artık ateistlerden ve daha çok deist görünen gazetecilerden gelmeye başladı ve Ak Parti'ye olan nefret giderek bir tür İslam ve arap karşıtlığı hatta düşmanlığı halini de aldı bu kesimde
Diamond Tema ise, bu inançsız kesimin en büyük sözcülerinden birisi olmuş durumda son yıllarda. Çok naif ve kendi halinde gözükse de epey bir saldırgan ateizmin temsilcisi aslında.
Bunu da tartışmalarında kullandığı kaba ve hatta terbiyesiz tabirlerden anlıyoruz.
Örneğin Cemre Demirel'la olan münazarasında 58:37 de "en boktan dinde bile" diyor bir yerde? Yani dinlerin hepsi boktan ve dinler kendi aralarında az veya çok boktan olan dinler şeklinde sıralanıyorlar mı demek? Bu ifade sıradan bir ifade değil, din ve inançlara karşı bilinçaltını da ele veriyor. "En fuhaf dinde" diyebilir mesela ya da "en saçma dinde" de. "En boktan dinde" ne demek? Kendisi o videonun milyonlarca izleneceğini biliyor ama dilini ve üslubunu saldırganlıktan koruyamayıyor. Bu bir tür ateist saldırganlıktır ve şeriatçı saldırganlıktan farkı yoktur.
Bir diğer YER6 kanalı videosunda ise "neden din konularında video yapıyorsun?" diyor moderatör o da "belkide kaşınıyorumdur" diyor..
0 تعليقات