Eğer huzurlu, sakin, refah içinde ve ev kiralarının normal olduğu bir ülke istiyorsak, sadece mülteci ve kaçakları değil, yasal olarak ülkemizde bulunan yabancıları da büyük oranla ülkemizde istememek zorundayız.
Bu bir ırkçılık değildir. Bu ülkenin nimetlerini ilk önce ve sürekli yaşama hakkının ülkemizdeki doğan yerli vatandaşımızda olduğunu savunmaktır ve bu en doğal ve insani hakkımız ve önceliğimizdir...Bir Alman bir İngiliz veya Rus zaten 50 yıldır aynı belli standartta ülkesinin keyfini çıkarıyor iyi kötü ama biz son 70-80 senedir ülkemizin iyi bir zamanını göremedik, eşit ve adilce paylaşım ve yaşam kalitesi adına.
Eğer bizim ülkemizde sene 2022 de bir araştırmaya göre halkın %67 tatili yapamazken, ve hayatı boyunca Bodrum'da daha bir kez tatil yapamamışsa veya Kadıköy'de hiç yaşamamışsa, boğazda bir kez yemek yiyememişse, yabancı neden bunu ondan önce yaşasın veya gelip çalışarak veya vatandaşlık satın alarak ülkemize yerleşik şekilde bunları yaşasın kiralık/satılık ev fiyatlarının artmasına da sebep olsun...?
Temel soru bu...
Kiralık/satılık ev fiyatları malum en büyük sorunlarımızdan birisi.
Bunun sebepleri ise toplumda söylendiği gibi sadece paragöz ev sahipleri değil sadece... Enflasyon ve dövizle ilgili de değil
Bunun asıl sebebi belli; asıl sebep, ülkemizde yaşayan yasal ve yasal olmayan yabancılar...
Ülkemizde yasal olarak bulunan yabancı nüfusu %3'ü geçmemeli
Sığınmacılar bir yana İstanbul'da sadece 1 milyon 250 bin yasal çalışma ve oturma izni olan yabancı var ve en az 3-4 milyondan mülteci ve yasa dışı olarak yaşayan kaçak var... Ve malum birde vatandaşlık satıyoruz ev alana.Bunların hepsi kiraların ve satılık ev fiyatlarının fahişleşmesinin ana sebebi. Çünkü bu yabancılar ev kiralarken veya satın alırken daha çok daha fazlasını veriyorlar Türk vatandaşlarının verdiğine kıyasla ve bir piyasa oluşturan piyasayı dengeleyen bir davranışları yok.
Bu berbat durumun bir an değişmesi için, ilk önce ev alana vatandaşlık satışının durdurulması ve mülteci ve kaçakların önce ülkelerine gönderilmesi ve sonrasında yasal oturma ve çalışma izni verilecek yabancı insan sayısının il nüfusuna göre yüzde olarak belirlenmesi gerekiyor.
Mülteci ve kaçakların Esad'la ve Taliban rejimi ile görüşülüp anlaşılıp ülkelerin gönderilmesi çok basit ve net çözüm ve en kısa zamanda yapılabilir.
Bunun devamında her il de yaşayacak yasal oturma ve çalışma izni verilecek yabancı sayısı oranı da belirlenmeli. Bu toplamda %3'ü geçmemeli.. Yani İstanbul'daki her 100 kişiden en fazla 3'ü yabancı olabilir ve çalışma ve ikametgah alabilir.
Bu yüzden İstanbul'da sadece yasal oturma izni olan 1 milyon 250 bin yabancı oran olarak nüfusa göre çok fazla. Çünkü bunların çoğu da tek başına yaşıyor veya en fazla 2 kişi ve yarısını hesaplayınca bile 600 bin tane ev işgal altında yabancılar tarafından. 600 bin eve fazla fazla kira veren yabancı demek kiraların fahiş şekilde artması ve ev sayısının azalması demek Türk vatandaşları için.
İstanbul yasal olarak bulunanlarla beraber 16-17 milyon kişi ve buna ek olarak kaçak ve mültecilerle 20 milyonun üzerinde. Bu İstanbul'un kaldıracağı bir yük değil. Yasal yabancı sayısı en fazla 300 bin olabilir.
Böylece evlere talep düşecek ve kiralık ve satılık fiyatları düşecektir. Bu bu kadar basittir.
0 تعليقات