Türkiye'nin sayıları sığınmacılar kadar olan ve sığınmacılara bakınca gündemde hiç yer etmeyen milyonlarca insanı daha var.
EYT'liler, geçiçi tarım işçileri, kuryeler veya engelliler değil bunlar.
Bir genel isimleri de yok aslında siyasette ve ekonomide.
Tanıyınca ekonomik olarak ancak bir isim verebilirsiniz ancak.
Onları bir isimle çağırmak istesek, sığınmacılar benzeri bir kelime gayet iyi tanımlardı onları.
SIĞINTILAR
Evet, sığıntılar. Sayıları milyonlarla ifade edilecek kadar bir nüfusa sahipler ve toplumda görünür olmayan ve hayatları belirsiz bu insanları sığınmacılardan da diğer toplumsal sınıflardan ayıran temel özellikleri ise, yetişkin birer insanlar olmalarına ve becerileri epey olmasına rağmen işsiz olup hala aileleri ile yaşamaları ve tamamen veya kısmen ailelerinin finansal katkıları ile yaşıyor olmaları.
Boşanmış çiftlerden veya bekarlardan oluşan bu insanlara her 10 aileden en az 2-3 tanesinde rastlamak mümkün.
Yaşları 25 ile 50 arasında değişen bu insanlar, toplumun en duyarlı ve dürüst insanlarından.
Dünyayı takip ediyorlar, demokrasiye ve hukuğa inanıyorlar, hayatı akılları ve sağduyuları ile anlayıp çevresine faydalı olmayı isteyen insanlar.
Kendilerini pazarlama konusunda veya mevcut bozuk düzene uyma konusunda epey çekimser olan bu insanların bir kısmı freelancer, yani serbest olarak internet üzerinden çalışıyorlar ve harçlıklarını çıkarıyorlar. Çoğusu ise hiç bir şey üretmeden ailesinin eline bakıyor.
En büyük hayalleri kolayca nitelikli bir iş bulup medeni dünya şartlarında insan gibi çalışmak ve kendi başlarına ayrı bir evde yaşamak ve rahatça geçinmek olan bu insanların aile bireyleri arasında en büyük sorumlulukları market ve pazar alışverişini yapmak, yaşlı anne babalarını hastaneye götürmek veya evli olan kardeşlerin çocuklarına bakmak ve onları oynatmak .
Dürüstlüğe ve insan onuruna son derece düşkün olan bu insanlar aileleri yanından bir sığıntı olarak yaşadıklarının farkındalar.
Bunu değiştirecek adımları da atmalarına rağmen ülke şartlarında bozuk sosyal ve ekonomik ilişkilerle örülmüş reel hayat onları fazlasıyla ürkütüyor.
Bu yüzden yeterince girişimci değiller.
Çünkü insanların kabalığından ve sığlığından çekiniyor ve iğreniyorlar.
Bu yüzden memur olmak bile istemiyorlar.
Çünkü sadece para eksenli bir hayata inanan insanların için bir düzende olmaya çekiniyorlar.
Bir kısmı artık psikolojik sağlıklarını da kaybetmiş durumda.
Düzenli olarak depresyon veya başka ilaçlar kullanıyorlar.
Çoğusunun yaptığı en iyi şey twitterdan ülkede olup bitenleri takip edip siyasette ve iktidarda bir değişim beklemek.
0 Yorumlar