Ülkemizde geri dönüşüm oranı %10 bile değil. Bu oran iskandinav üklelerinde %100'e dayanıyor. İşin kötü kısmı iskandinav ülkeleri kendi atıklarını %100 dönüştürüp diğer ülkelerden de alıp dönüştürüyorken ama biz kendimizinkini %50 bile dönüştüremeden yurtdışından plastik çöp ithal ediyoruz.
Bu gerçekten ülkemizin ekonomik olarak ve çevresel olarak doğamızında hak ettiği bir şey değil.Yapılacak şeyler çok zor değil aslında, sadece geri dönüşümü Çevre Bakanlığımız artık bazı kanunlarla şekilendirmeli ve yerel belediyeleri harekete geçirecek kesin kuralları koymalıdır ve geri dönüşüm direkt aileden ve atığın çıktığı mekan olarak kaynağından başlatmak ve bununda okullarda eğitimini vermek gerekiyor
Atıkları evden çıkmadan ayıklamak ve en kısa mesafede yerel olarak dönüşüm noktasında doğru şekilde ulaştırmak geri dönüşüme kazandırmak zorundayız. Bunu biz bireyler ve yerel yönetimler birlikte yapabiliriz. Çöplerimiz maalesef şu an eslibiseden ayakkabıdan camdan plastikten tahtadan eşyadan geçilmiyor. Her şeyimizi çöpe atıyoruz ve maalesef insanlarımızda geri dönüşüme dair hiç bir kültür ve zihniyet yok 2020 lerde bile. Sadece kullanmadığımzı atmak istiyoruz veya daha çok plastik ve çevrede yok olmayan atıklar üretiyoruz.
En basit çözüm olarak önce okullara zorunlu geri dönüşüm dersi konup sonrasında belediyeler bu konuda halkı eğitip yönlendirmelidir.
Zincir marketlerin bulunduğu noktalara yerel belediyeler tarafından konacak geri dönüşüm kutuları biel büyük bir adımdır. Türkiye de 50 bine yakın zincir market şubesi var. Bunlara her gün insanlarımız mecburi olarak gidiyorlar. Bu marketlerin önüne konacka egri dönüşüm kutuları kumaş, pil, plastik, cam ve kağıt olmak üzere ayıklanabilir ve toplanabilir.
Şu halde, sadece ülkemizde sadece yabancı ve yerli kağıt ve plastik toplayıcıları geri dönüşüm konusunda çalışıyorlar ve bu çok düzensiz ve yetersiz. Bütün çöp konteynırlarımız hala plastik, kağıt, kumaş, ayakkabı ve camdan geçilmiyorlar. Çünkü bu toplayıcılar sadece üstte gördüklerini alıyorlar.
Ayrıca ahşap ve mobilya gibi aslında atılmayıp ihtiyacı olan insanlara ulaştırılacak eşyalarda çöp konteynırlarının yanına bırakılıyor ve demir parçaları için çöp toplayıcılar bu kullanılacak eşyaları kırıyorlar. Bunun dışında ev ve iş yeri tadilatlarıda ortaya çıkan molozlarında bir şekilde düzene sokulması ve daha başlamadan tadilat bunu belediyelerin ilgi birimlerine bildirmek ve molozların belediey tarafındna daha prosyonelce toplanması gerekiyor. Özellikle küvet, lavabo ve klozet gibi şeyleri ulu orta çöp kenarlarına konması normal değildir.
Bunun dışında şehirlerde özellikle tekstil atölyelerinin çok olduğu İstanbul'da binlerce ton tekstil atıkları kumaş parçaları özellikle çöplere atıyolıyor. Bu konuda belediyelerin tekstil atölyeleri ile ortak çalışması ve çöpe atılmadan bu tekstik atıklarını toplaması ve geri dönüştürmesi gerekiyor.
Biz ülke olarak bu kadar savruk ve zengin değiliz ve doğamız da bunu bu şekilde kabul edecek toleransa sahip değidlir. Daha çok ütketmek ve atmak bir çözüm değil. Dönüştürmek zorundayız.
Avrupa Birliliği 2 sene içinde tek kullanımlık plastikleri yasaklıyor yani artık plasktik kaşık çatal bardak tabak vb şeyler olmayacak.
Pandemi dolayısıyla ortalık maskeden ve bu anlamda tıbbı atıktan geçilmez hale geldi. Kimsenin devletin önermesini beklemeden maskelerimizi kumaş olarak kullanıp onları yıkayarak kullanmak zorundayız. Bu kadar çöp üretemeyiz.
Çok değil, bundan 30 yıl sonra en geç kullandığımız sosyal medya programlarının hepsinde çevre, atık yönetimi, geri dönüşüm ile ilgili mesajlar göreceğiz.
Antartika'daki en büyük buz kütlesi 25 km genişliğindeki ve 170 km uzunluğundaki en büyük buzul nerdeyse trakya bölgesi kadar buzul eridi koptu gitti.
İklim değişiyor ve 2050'de oykanus ve denizlerde balık kalmayacak. Bunun önüne geçmek ve çocuklara okulda x-y-z denklem veye yerçekimi öğretmekten daha önemli olmalı.
En baştan başlamak ve evlerimizdeki atıkları geri dönüştürmek zorundayız.
0 Yorumlar